|
Kemah Evleri
SALİH ERGİNCAN EVİ
EVLİYALARIN EV
ABBASOĞLU EVİ
ERZİNCANOĞULLUGİLİN EV
Kemah, Doğu Anadolu’da Kara-Su (Fırat) Vadisinin sol
kıyısında, Munzur dağlarından inen Tanasur Deresi ağzında ve
kadim kalenin koltuğunda,deniz seviyesinden 1038 metre
yükseklikte kurulmuş şirin bir belde olup, Erzincan
vilayetine bağlı bir kazanın merkezidir.Eskiden şehir,esas
itibariyle kaledibine doğru kurulmuş,çarşı ve dükkanlar
oradaymış.Yerleşim ise,ağırlıklı olarak,Cennet Yamacı
emsal,bağ ve bahçeler arasından akan Tanasur Deresi’nin
açtığı derin vadinin eteklerine yapılan evlerdeymiş.Vaktinde
en kalabalık mahalleler buradaymış ve her sabah kırk
hayvanla esnaf dükkan açmaya gelirmiş çarşıya.Şimdi hala
ilçenin 10 mahallesinden, 5’i bu vadide. Bunlar,Mektepönü ve
Pörhenkbaşı mahalleri kısmen olmak üzere,Aşağıgedik,Derebaşı
(Yukarı Mahalle) ve Ortagedik mahalleleridir.Kemah’ın diğer
mahalleleri ise,Beklimçay,Çarşı,Cirgişin,Göğüsbağı ve
Karşıbağ mahalleleridir.Şimdi en kalabalık olanı Çarşı
mahallesidir.Esas yerleşim,dükkanlar ve resmi binalar burada
olup,merkez hükmündedir.
Hitit kaynaklarında “Hayaşa” adı altında tarif edilen Kemah
bölgesi, Assur kaynaklarında zaman zaman Nairi
konfederasyonunun hakim olduğu topraklar dahilinde
zikredilmektedir. Bu feodal beylik, konfederasyonunun bir
üyesidir.19 Mayıs Cumartesi: Bugün Yavuz’un emrindeki
kuvvetler Kemah Kalesi önüne gelmişler ve aynı gün
içerisinde kale,uygun yerlerden çevrilip güçlü bir top
ateşine tutulmuştur. Daha sonra ikindiye doğru kaleye
Osmanlı askerleri çıkmaya muvaffak olup,sancak
çekilmiştir.Kale kumandanı Varsak Mehmed 300 adamıyla sonuna
kadar direnmiştir.Nihayet akşam vakti olduğu saatlerde karşı
koyacak hiçbir asker kalmamış,kaledeki diğer çocuk,kadın ve
ihtiyarlar esir edilmişlerdir.Kalenin fethinden sonra
askerlere yaptıkları işler sayesinde terfi ve ihsan dağıtımı
olmuştur. Zaferi müteakip ertesi günü,kaleye teşrif eden
Yavuz Sultan Selim,etrafı seyr-ü temaşa edip,görülüçek
yerleri dolaşmış.27 Mayıs’a kadar 8 gün burada kalıp, kaleyi
tamir ettirdikten başka, bir de burç ilave ettirmiştir.(Kale
girişinin üst tarafında inşa edilen bu burç,bugün bile
,kalenin ayakta kalan en sağlam burcudur.).
Böylece ”fethi,selatin-i izamdan kimseye müyesser olmamış“
olan Kemah Kalesi Yavuz Sultan Selim tarafından zabtedilerek
Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmış oldu.27 Mayıs
günü kalenin içine muhafızlar koyup,Kemah’ı müstakil bir
sancak olarak Karaçinoğlu Ahmed Bey’in idaresine bırakıp
Kemah’dan ayrılmıştır.
Kemah tarih boyunca Açem ülkeleri orta asya ile Anadolu
arasında önemli bir geçit yeri konumunda olmuştur.Hakim
kalesinin oluş nedeniyle geçit noktası olmuştur.Bu stratejik
ve siyasi önem şehrin kültürünü,sosyal hayatını ve
ekonomisini çanlı tutmuş en muhteşem devrini mengüçek
beyliği yamanında yaşamıştır.
Kemah evlerinde kullanılan eşyaların çok azı günümüze kadar
gelmiştir.bu eşyaları araştırdığımız evlerde
bulabiliriz.Bunlar değişik mutfak eşyaları dokumalar ve
tarım araçlarıdır.Bir çoğu imha edilmiş Maden olanlar ise
satılmıştır. Kemah’ta eski kadın kıyafetleri şu şekilde
tespit edilmiştir.İç çamaşırlarının üzerine entari entari
üzerine ise etek giyilir ,başata fes veya iğne oyalı yazma
veya çar bulunur.Bu elbisenin üzerine ise çarşaf
giyilirdi.Erkeklerin giysileri ise işlik göynek altta potur
,şalvar,zığva ,belde kuşak bulunurdu.ayakta çıtlık denilen
ayakkabı giyilirdi .Başta ise fes bulunurdu.Bazan ahmediye
denen sarıkta fesin üstüne sarılırdı.Metal olarak köstek
kullanılırdı.
Evleri, nazar ve kötülükten korumak için evlerin kapılarının
üzerlerine Maşallah veya Ya-malikülmülk gibi yazılar yazılır
koç boynuzu takılırdı.evlerin bölümlerinde mutlaka üzerlik
bulundurulurdu Bölgesel farklılıklara rağmen Kemah evlerinin
ana özellikleri şöyle özetlenebilir.çoğunlukla iki katlı
olan evlerin zemin katları ahır,depo,kiler olarak
kullanılır.evin zemin ve birinci katı iki bölümden
oluşmaktadır haremlik ve selamlık bölümü. Bu bölümlere ahşap
bir merdivenle çıkılır.Ev birden fazla katlı ise esas
yaşanan yer üst kat olmaktadır.esas yaşama katında sofa ve
sofaya açılan odalar bulunmaktadır.mutfak zemin
kattadır.Daha çok Kemah evlerinde görünen heramlık ve
selamlık bölümleri rahat yaşama ve mekan sağlama açısından
önemli bir gelişme dir.
Türk evinin temel yaşama birimi oda ve odalar arasındaki
ortak alan sofanın konumuna göre Türk evi plan tipleri
belirlenmiştir.Sofalı sofasız,dış sofalı iç sofalı orta
sofalı evler olarak sayabiliriz
Zemin katı pençerisizdir. Orta katı zemin katınının
devamıdır. Üst kat odaları çıkma yapar. Değişik boyda
payandalar simetriği bozar. Kocaman kütle çıkma ve pencere
tekrarı ile yumuşatılmıştır. Orta kat sofası camsız olup
muşabaklarla dışa açılır.
Kapılar düz, düşey tahtalarla yalın bir görünümdedir. İki
kanatlıdır. İri başlı çiviler (kalpaklı çivi) hem kapıyı
süsler hem de arka kuşaklara tahtaları bağlar. Bini, klasik
üslupta süslenmiştir. Odaya giriş dolaylı olup tavanı daha
alçaktır. Oda tavanı gibi teknetavan yönteminde yapılmıştır.
Arkada kapısı aralık çubuk dolabı görünüyor. Sağda yüklük ve
altında gusülhane vardır. Bu oda misafir odası olmalıdır.
Türk odasının en önemli özelliği bir yaşama biçimi olarak
çok amaçlı kullanılmasıdır. Hem odada oturulur, çalışılır,
yemek yenir, uyunur, yıkanılabilir. Burada en büyük etken
eşyaların taşınır olmasıdır. Eşyalar, gerekli olduğu zaman
ortaya getirilir, kullanıldıktan sonra tekrar yerlerine
konur. Bu amaçla orta alan boş bırakılmıştır.
Dolap Kapakları ahenkle açılıp kapanıyor ve onlara eşlik
eden dolap tokmakları ve aynaları
Sedirler, ocak yanlarında da yer alabilirler.Ceviz ve çamdan
oluşan çıtalı ve parçalı, çift kanatlı bir taban kaplaması
Çıtalı bir başka tavan örneği.Kütlenin kuruluşu az bulunur
niteliktedir. Bir yanda iki oda üst üste bir bütünlük
kurarken diğer yanda payandalı çıkmalı üst kat değişik bir
biçimde kütleyi dengelemektedir. Tablalı dolap kapağı,
yontma bezemeli binisi ve oymala Aynı dolabın kapakları açık
görünüşü. Raflarda bohçalara sarılı eşyalar ve kapakların
yapılışı görünüyor.Külâhlı bir ocak. Sergen, külâh üzerinde
devam ediyor. Yaşmak, aynalı yöntemde yapılmıştır. Sedir
örtülerine kıvılcım sıçramasını önleyen süslü koltuk başları
Tavanlar da bezemelidir. En çok kullanılan yöntem çıtalı
bezemedir. Ahşap yüzeyler genellikle boyanmaz. Bu örnekte
mat, macunsuz, astarsız, alttaki ahşabın dokusunu gösteren
bir yağlıboya sürülmüştür.
Kaynak:
Sıtkı KÜÇÜKTAŞ'ın "KEMAH EVLERİ" Adlı kitabından bölümler
alınarak oluşturulmuştur.
|
Aile Yapısı
Zamanımıza kadar uzanan geleneksel aile düzeni Kemah
evlerinin de tasarımını etkilemiştir. Bu düzende kuvvetini,
düşünce yeteneğini ve ekonomik gücünü kaybetmeyen evin en
yaşlı erkeği ailenin başkanıdır. Yetişmiş, çoluk çocuğa
karışmış bile olsa oğullar babanın mutlak egemenliği
altındadır. Bu töre, toplumsal ve ekonomik yönden ailenin
beraber yaşamasını sağlar ve denetler. Bu kadar insanın
geçimini ve ailenin refahını sağlamak için gücü ve toplumsal
değeri olan erkek çocukların aile içinde kalması
gerekmektedir. Kızlar evlendirilip başka eve yollanır ama
yine gelenekleri ve zenginliği korumak için kız alıp
vermeler hep Kemah içinde olur. Baba, anne, oğullar,
gelinler, torunlar, amca, teyze ve halalar bu kalabalık
aileyi oluşturur. ailedeki her bireyin görev ve hakları
töreler içinde belirlenmiştir. Birey bu düzen içinde mutlu
olmak zorundadır, başka bir çaresi de yoktur. Aslında bu
kalabalık aile sanki kendi içinde de küçük bölümlere
ayrılmış gibidir. Bunlar evin harem ve selâmlığı olarak
simgelenir. İçeride ise karı-koca bir birim
oluşturur.Kemah'ta çoğunlukla karı-koca iki çocuktan fazla
çocuk yapmak istemez. Oğul evlendirilince üst kattaki oda
geline verilir. Gelin bu odanın sahibidir artık. Tek
özgürlüğü bu oda içindedir. Kemah evlerinde 4-5 oda bulunur.
Bu büyük evlerde özellikle kadına çok iş düşer. Kadınlara
yardımcı olmak için eve evlatlık kız alınır. Aile, kızı
kendi terbiyesini vererek yetiştirir ve kısmeti çıktığında
da çeyiz vererek evlendirir. Evlenen evlatlık yerine bir
başkası alınır. Ancak ekonomik refahın yayılması oranında bu
gelenek de yavaş yavaş ortadan kalkmıştır.
Gelenek, Görenek ve Din
Gelenek, görenek ve din, azla yetinen bir yaşama felsefesi
getirmiştir. Tutumludur. Lükse düşkünlük görülmez. Her şey
de yalınlık vardır. Yere oturur, yerde çalışır, yer
yatağında yatar, yerde yemek yer. Evde fazla eşya yoktur.
Süsleme bile malzemenin kendi yapısı içinde kalır.
Malzemenin doğal görünüşü bozulmaz. Bu yüzden zengin ve
fakir evleri kolay ayırt edilemez. Bu yalınlığa rağmen bir
bolluk vardır. Yiyeceği boldur, çeşitlidir; odası çoktur,
büyüktür; evi bile iki tanedir. Hiçbir sıkıntısı olmayan,
sağlıklı bir toplumdur.
Harem - Selâmlık
Din ve gelenekler evi dışarıya kapar, bu yüzden ev içi ve
bahçeler yüksek duvarlarla ayrılmıştır, pencereler
kafeslidir, kadın yabancı erkeğe görünmez. Bazen aynı evin
içinde bile, kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yaşarlar.
Kemah'ta selâmlık ve harem olarak ikiye bölünmüş böyle evler
vardır. Bu düzen daha çok zengin evlerinde görülmekteydi.
Abbasoğlu evi Salih Erğincanevi yan yana bitişik harem ve
selâmlıklıdır. İncelenen evler içinde Diğer evlerde giriş
tek olmakla beraber aile yaşantısını tedirgin etmeden evin
merdivenden kolay ulaşılabilen bir odası selâmlık odası
olarak kullanılır.
Sosyal Hayat
Kemah tarih boyunca Acem ülkeleri orta Asya ile Anadolu
arasında önemli bir geçit yeri konumunda olmuştur.Hakim
kalesinin oluş nedeniyle geçit noktası olmuştur.Bu stratejik
ve siyasi önem şehrin kültürünü,sosyal hayatını ve
ekonomisini çanlı tutmuş en muhteşem devrini mengüçek
beyliği yamanında yaşamıştır.
Kemah,ilk fethinden sonra sanatın ve kültürün beşiği haline
gelmiş ekonomik yönden çevrede bulunan yerleşim
birimlerinden önde gelmiştir.Tuz havzaları ve
ipekböçekciliğinin yapıldığı mekan ve aranan belde
olmuştur.Günümüze ulaşan kalıntıları incelediğimizde de Orta
Asyanın kültürel zenginliklerini görebiliriz.Bu zengin
kültür potansiyeli içinde Türk kültürünün birçok unsuru
yaşamaktadır.O dönemlerdeki eşyalar kıyafetler bu zengin
kültürün maddi unsurlarını oluşturur.
Kemah evlerinde kullanılan eşyaların çok azı günümüze kadar
gelmiştir.bu eşyaları araştırdığımız evlerde
bulabiliriz.Bunlar değişik mutfak eşyaları dokumalar ve
tarım araçlarıdır.Bir çoğu imha edilmiş Maden olanlar ise
satılmıştır. Kemah’ta eski kadın kıyafetleri şu şekilde
tespit edilmiştir.İç çamaşırlarının üzerine entari entari
üzerine ise etek giyilir ,başata fes veya iğne oyalı yazma
veya çar bulunur.Bu elbisenin üzerine ise çarşaf
giyilirdi.Erkeklerin giysileri ise işlik göynek altta potur
,şalvar,zığva ,belde kuşak bulunurdu.ayakta çıtlık denilen
ayakkabı giyilirdi .Başta ise fes bulunurdu.Bazan ahmediye
denen sarıkta fesin üstüne sarılırdı.Metal olarak köstek
kullanılırdı.
Kemah evlerinde yaşanan hayat İslami esaslara dayanırdı.Evin
en yaşlısı olanlar Büyükanne-dede,baba oğullar-gelinler
,çocuklar olarak geniş bir aileden ibaret bir evde
oturulurdu..Erkekler çarşıda kendi işlerinde sanatında ve ya
tarlada çalışır,kadınlar evde ev işlerini
görürlerdi.Çocuklar okula veya baba mesleğini öğrenmeye
giderlerdi.Ayrıca evde büyük ve küçük baş hayvan beslenir
taşıma ve ulaşım içinde at veya tırnaklı hayvan beslenirdi.
Ev yemekleri ile ünlü olan Kemah ayrıca tandır kültüründen
doğan yiyeceklerden de oldukça zengindir.Bunların başında
,Gendime pilavı,Yaprak dolması,keşkek gelmektedir.
Kemah'ta çalışan nüfus daha çok erkeklerdir.Kadınlar tarla
ve ev işlerine erkekler ise sanatkarlık işlerine
bakarlardı.Evlerdeki dokuma tezgahlarında dokuma yapılır ve
satılırdı.
Kemah’ın manevi kültür hayatı da çok zengindir.Hayatın
değişik safhalarına ait ilginç adetler ve gelenekler
vardır.Kemah Evlerinde En önemli mekanlardan olan
tandırevine ait birçok adet vardır.Gelinin eve bağlı olması
için tandırın başında elleri yıkanır ve tandır etrafına suyu
serpilirdi.Ayrıca bir kültür ve bilgi paylaşımı olan tandır
başlarında sekiler kurularak kış aylarında bilgi ve
kültürler kuşaktan kuşağa aktarılırdı.Evleri nazar ve
kötülükten korumak için evlerin kapılarının üzerlerine
Maşallah veya Ya-malikülmülk gibi yazılar yazılır koç
boynuzu takılırdı.evlerin bölümlerinde mutlaka üzerlik
bulundurulurdu.Kemah evlerinde tandır başlarında erkek
çocuklar kahramanlık hikayelerini ve türkülerini dinleyerek
büyürlerdi.Askere gitme günü gelindiğinde dualar okunarak
törenle yollanırdı.Kızlar görücü usulü ile istenir düğünler
hayatın bir parçası olurdu.
|